Kütahya’da yaşanan bir olay, bölge halkını derinden sarsarken, zihinsel hastalıklar ve şiddet ilişkisini yeniden tartışmaya açtı. Şizofreni hastası olduğu belirtilen bir kişi, peş peşe gelen rahatsız verici eylemleriyle gözleri oymak gibi korkunç bir suça imza attı. Olay, yalnızca kurbanın durumu için değil, aynı zamanda mental sağlık representasyonları ve toplumdaki algılar için de büyük bir etki yarattı.
Kütahya'da bir apartman dairesinde gerçekleşen korkunç olay, akşam saatlerinde meydana geldi. İddialara göre, aktarılan bilgilere göre, zanlı şizofreni hastası, daha önce tanımadığı bir kadının evine girdi. Ortada hiç bir neden yokken, plansız bir şekilde saldırıya geçerek, kadının gözlerini oydurdu. Bu an, olay yerinde bulunan komşuları dahilen derinden etkiledi. Sesleri duyan komşular, hemen durumu yetkililere bildirdi. Olay yerine gelen güvenlik güçleri, şizofreni hastası olarak tanımlanan saldırganı gözaltına aldı. Kurban ise hemen hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.
Hastanede tedavi altına alınan kısımda kadının göz sağlık durumu oldukça kritikti. Gözleri büyük zarar gördüğü için cerrahi müdahale gerekmekteydi. Doktorlar, şizofreni hastası tarafından yapılan bu insani dayanılmaz eylemin normalization sonucunda kadının hayata dair bir çok biçimde görebilme yeteneğinin zarar göreceğinden bahsetti. Bu durum, toplumda farkındalık yaratmak amacıyla mental sağlık konusunun önemini vurguladı. Şizofreni gibi mental hastalıkların desteklenmesi gerektiğini belirten uzmanlar, ruh hastalıkları ile mücadele konusunda bilinçlenmenin gerekliliğini ön plana çıkarttı.
Olayla ilgili medyada yer alan bilgiler ve sosyal medya üzerinden yükselen tepkiler, toplumda mental sağlık konusuna olan ilginin arttığını gösterdi. Kütahya halkı, olaya tepki göstererek, mental hastalığın stigmatizasyonu konusunu gündeme getirdi. Birçok kişi, zihinsel rahatsızlıkların sıklıkla yanlış anlaşıldığını ve bu tür olayların, toplumda yaygın olan önyargıları pekiştirdiğini ifade etti. Toplumda şizofreni hastalığına sahip olan bireylerin toplumsal yaşama daha aktif katılım sağlaması gerektiği görüşü benimsendi. Uzmanlar, mental sağlık konusunda dikkat edilmesi gereken en alt düzeyin, destek mekanizmalarının geliştirilmesi olduğunu vurguladı.
Bu olay, zihinsel sağlık üzerine yapılan tartışmaların artırılması gerektiğini gözler önüne sererken, aynı zamanda halkın bilinçlendirilmesinin önemli olduğunun altını çizdi. İçinde yaşadığımız toplumda mental sağlık sorunlarının önemini kavramak ve destek vermek, sadece hastalar için değil, tüm toplum için gereklilik arz etmektedir. Donanımlı bir toplum, sadece zihinsel sağlık sorunları taşıyan bireylere destek olmakla kalmayıp, bu tip olayların tekrar yaşanmaması adına daha sağlam bir önlem almalıdır.
Sonuç olarak, Kütahya'da yaşanan bu trajik olay, mental sağlık konusundaki eksikliklerin, toplumda yaratmış olduğu önyargının ve kaygının ne denli derin olduğunu ortaya koydu. Alınacak önlemler ve zihinsel sağlık hizmetlerinin artırılması gerektiği unutulmamalı; böylece gelecekte benzer olayların yaşanmasının önüne geçilmiş olacaktır.