İstanbul'un Silivri ilçesi, 23 Nisan 2024 sabahında bir kez daha depremle sarsıldı. Şehirde yaşayan halk, kısa süreli bir paniğe kapılırken, uzmanlar bu durumu değerlendirdi. Depremin meydana geldiği an, birçok kişi telefonlarının bildirimleriyle alarma geçerken, Türkiye'nin deprem gerçeği tekrar gözler önüne serildi. Naci Görür, Türkiye'nin önde gelen deprem bilimcilerinden biri olarak, bu durumu daha önce tahmin etmiş, İstanbul'un yakın zamanda büyük bir deprem tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söylemişti. Silivri’de meydana gelen bu son deprem, şehirdeki yapıların güvenliği ve deprem hazırlıklarına dair önemli soruları gündeme getiriyor.
23 Nisan sabahında, Silivri merkez üssü olan 4.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin derinliği ise 10.8 kilometre olarak kaydedildi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamaya göre, depremin ardından belirli bölgelerde hafif hasarlar tespit edildi. Şehir genelinde yapılan ilk verilere göre, can kaybı yaşanmadığı bildirilse de, birçok vatandaş sarsıntı nedeniyle korkuyla dışarıya koştu. İstanbul'un yoğun nüfusu ve depreme hazırlık durumu göz önüne alındığında, bu tür sarsıntıların yarattığı panik oldukça anlaşılır bir durum. Ayrıca, deprem sonrası, halkın devlet kurumlarına olan güven duygusunun yeniden sorgulanmasına sebep oldu.
Deprem bilimci Naci Görür, son dönemlerde yaptığı açıklamalarla dikkat çekiyor. İstanbul’un bir deprem kuşağında yer aldığını sürekli vurgulayan Görür, şehirdeki binaların zayıf olduğunu belirtiyor. "İstanbul'da büyük bir deprem olma ihtimali çok yüksek. Bunun için hazırlıklarımızı yapmalıyız" diyen Görür, özellikle depreme dayanıklı yapılaşmanın önemine dikkat çekiyor. Deprem sonrası yapılan araştırmalar, İstanbul’un birçok yapısının eski ve depreme uygun olmadığını gösterdi. Görür, "Ülkemizde deprem gerçeği ile yüzleşmemiz gerekiyor. Bu tür sarsıntıları sadece doğal bir olay gibi görmemeliyiz. Planlı bir yapılaşma, özellikle Silivri gibi riskli bölgelerde şart” ifadelerini kullandı.
Sonuç olarak, İstanbul'daki depremler, sadece bir doğal olgu değil, aynı zamanda şehir planlaması, yapı güvenliği ve halk sağlığı açısından da ciddi bir sorgulama gerektiriyor. Silivri’de gerçekleşen bu son olay, halkı bilinçlendirmek ve depreme karşı önlem almak adına bir fırsat olarak değerlendirilmeli. Depremler, ne yazık ki hayatın bir gerçeğidir. Bu nedenle, yapılması gereken en önemli şey, bu gerçekleri kabul edip, yaşam alanlarımızı daha güvenli hale getirmektir. Unutmayalım ki, her an karşılaşabileceğimiz deprem gerçeği, hazırlıksız yakalanmaya asla müsaade etmemelidir. İstanbul’da yaşayan herkesin, bu gerçeklikle yüzleşmesi ve bilinçli bir şekilde hareket etmesi elzemdir. Doğal afetlerin ne zaman geleceğini bilemeyiz fakat onlara karşı alacağımız tedbirlerle hepimizi korumak mümkündür.