Son dönemde artan sismik aktiviteler ve depremler, deprem uzmanlarının dikkatini çekiyor. Bu kapsamda, deprem tahminleriyle tanınan Frank Hoogerbeets’in İstanbul’da beklenen bir depremle ilgili öngörüleri, kamuoyunun dikkatini üzerine çekiyor. Kahramanmaraş'taki depremlerden önce yaptığı doğru tahminlerle bilinen Hoogerbeets, İstanbul’un sismik riskini yeniden gündeme getiriyor. Peki, Hoogerbeets’in açıklamaları ve tahminleri ne anlama geliyor? İstanbul'da olası bir depremin sonuçları ve hazırlık süreci hakkında neler bilmemiz gerekiyor?
Frank Hoogerbeets, dünya genelinde depremlerle ilgili yaptığı tahminleriyle tanınan bir deprem uzmanıdır. Geçmişte, özellikle Kahramanmaraş depremini önceden bildiği ile ilgili haberlerle gündeme gelmişti. Hoogerbeets, sismik olayları analiz ederken astrolojik verileri de dikkate aldığını belirtiliyor. Bu yaklaşımı, birçok bilim insanı tarafından eleştirilse de, bazıları, tahminlerinin dikkatle incelenmesi gerektiğine inanıyor. Hoogerbeets’in çalışmalarının temelinde, belirli yıldız konumlarının, yer kabuğundaki hareketler üzerinde etkili olabileceği düşüncesi yatıyor. Kendisi, deprem tahminlerini oluştururken küresel sismik bilgiler ve uzaktan algılama verilerinden yararlanıyor.
Hoogerbeets, İstanbul'un mevcut sismik durumu hakkında çeşitli öngörülerde bulunuyor ve İstanbul’un geçmişte birçok büyük depreme şahit olduğunu hatırlatıyor. 1999 İzmit depremi, bu konu hakkında en çarpıcı örneklerden biridir. Hoogerbeets, İstanbul için bir deprem riskinin olduğunu ve bu riskin zamanla artabileceğini belirtiyor. “İstanbul, yıllardır beklenen büyük bir depremle karşı karşıya” diyen uzman, şehirdeki yapısal zayıflıkların ve kalabalığın bu durumu daha da kötüleştirdiğine dikkat çekiyor. Özellikle yaşanabilir alanların yoğun olduğu yerlerde, olası bir depremin yaratacağı yıkımın çok büyük olabileceği vurgulanıyor.
Uzman, İstanbul'un sarsıntılı toprak yapısının yanı sıra, eski binaların ve kaçak yapıların da risk faktörleri arasında olduğunu kaydediyor. Hoogerbeets, bu konuda toplumun bilgilendirilmesinin önemine vurgu yaparak, depreme yönelik hazırlıkların artırılması gerektiğini söylüyor. Ayrıca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili kurumların, deprem anında ve sonrasında etkili bir müdahale ve toparlanma planı geliştirmesi gerektiğine dair kritik önerilerde bulunuyor. “Deprem gerçekleştiğinde insanların nasıl davranacağı ve hangi alanların güvenli olduğu önceden belirlenmeli” diyor.
Hoogerbeets’in bu uyarıları, sadece İstanbul değil, Türkiye genelinde de önemli bir tartışmayı beraberinde getiriyor. İnsanların, olası bir depreme karşı nasıl hazırlıklı olabilecekleri ve ne tür önlemler alabilecekleri konusu, gündemde sıkça yer alıyor. Eğitim ve bilgilendirme kampanyalarının, özellikle genç nesil için büyük önem taşıdığına değinen uzman, deprem bilinci oluşturmanın hayati olduğunu belirtiyor. Okullarda, iş yerlerinde ve sosyal alanlarda deprem tatbikatlarının artırılması, güvenli alanların belirlenmesi gibi konular üzerinde durulması gerektiğinin altını çiziyor.
Sonuç olarak; Frank Hoogerbeets’in tahminleri, İstanbul’un deprem riski hususunda tekrar bir düşünce oluşturuyor. Depremle yaşamak zorunda olan İstanbul halkının, bu tür uyarıları dikkate alarak daha bilinçli hareket etmesi ve gerekli önlemleri alması önemlidir. Kamu kurumları ve uzmanlar iş birliği içinde, İstanbul’un depreme hazırlığına yönelik stratejiler geliştirmeli ve bu konuda halkı doğru bir şekilde bilgilendirmelidir. Doğanın güçleri karşısında ne kadar hazırlıklı olunur, işte bu, İstanbul’un geleceği için belirleyici olacak bir faktördür.