Son dönemlerde Orta Doğu'daki gerginliklerin tırmanmasıyla birlikte, Yemen'deki Husiler'den şaşırtıcı bir açıklama geldi. Husi milisleri, 30 Eylül 2023 tarihinde yaptıkları bir basın toplantısında, İsrail’in Tel Aviv kentinde bulunan Ben Gurion Havalimanı’na balistik füze saldırısı düzenlediklerini iddia etti. Bu saldırının sebebinin, İsrail'in Yemen'deki Husilere karşı yürüttüğü operasyonların yanıtı olarak ortaya çıktığını belirten Husi liderlik, saldırının etkisi hakkında detaylı bilgi vermekten kaçındı. Ancak bu açıklama, uluslararası kamuoyunda büyük bir tartışma başlattı.
Husiler, Yemen’de 2014 yılından beri sürdürdükleri iç savaşın bir parçası olarak, çeşitli ülkeleri hedef almış ve birçok kez uluslararası hava sahasında füzelerini denemişlerdir. Husi lider Ali Abdullah Salih, “Hedefimiz, işgalci güçler ve onların müttefikleri üzerindeki baskıyı artırmaktır. Bu saldırı, Filistin ve Yemen halkı için bir mesaj niteliği taşımaktadır” şeklinde bir açıklama yaptı. Husilerin füze kapasitesi son yıllarda önemli ölçüde geliştiği biliniyor. İran destekli Yemenli milisler, özellikle kargo uçaklarına karşı geliştirdikleri balistik füzeleriyle dikkat çekiyor. Havalimanının hedef alınması, hem askeri hem de sivil hedeflere ulaşma noktasında Husilerin cesaretini de gözler önüne seriyor.
İsrail hükümeti, Husilerin bu iddialarına sert bir yanıt verdi. Savunma Bakanı Yoav Gallant, “Bu tür tehditler bizim için yeni değil. Savunma sistemlerimiz, tüm sivil ve askeri hedeflerimizi korumak için etkin bir şekilde çalışmaktadır. Tehditlere karşı her zaman hazırız” açıklamasında bulundu. Ayrıca, Husilerin dünya genelinde terörist organizasyonlar tarafından desteklendiğini vurguladı. Bölgedeki bu gelişmeler sadece askeri bir mesele olmaktan öteye geçiyor. Havalimanının hedef alınması, sivil havacılığı da doğrudan etkileyebilir. Çünkü uluslararası hava trafiği, bölgedeki gerilimlerin artmasıyla birlikte ciddi riskler altında kalabilir. Husilerin gerçekleştirdiği bu tür saldırılar, uluslararası hava sahasında güvenliği tehlikeye atabilir ve başka ülkelerin de bu durum karşısında tepkilerini göstermelerine neden olabilir. Ayrıca, Ben Gurion Havalimanı'na gelen birçok turist ve iş insanı, bu tür tehditlerin artmasından endişe duyuyor. Turizm sektörü, İsrail ekonomisi için hayati öneme sahipken, güvenlik endişeleri bu sektörü olumsuz etkileyebilir. İsrail yönetimi, bu tür durumları minimize etmek için güvenlik önlemlerini en üst düzeye çıkardıklarını ifade etse de, sivil halkın endişeleri giderek artış göstermektedir.
Sonuç olarak, Husilerin Ben Gurion Havalimanı'na yönelik balistik füzeyle gerçekleştirdikleri iddia, bölgedeki gerilimi artıran önemli bir gelişme olarak kaydedildi. Bu durum, Orta Doğu'daki çatışmaların nasıl şekilleneceği konusunda belirsizliklere yol açarken, dünya genelinde askeri ve diplomatik tepki süreçlerini de tetikleyeceği öngörülmektedir. Husilerin bu açıklamaları, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemi başlatabilir. Özellikle İran’ın Husilere sağladığı destek ile birlikte, bölgedeki güç dengeleri üzerinde etkili olabilecek yeni stratejilerin uygulanması gündeme gelebilir. Yine de, savaş ve çatışmaların sivil insanları ne denli etkileyebileceği, tüm tarafların dikkatle ele alması gereken bir konu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, uluslararası toplumun bu tür gelişmelere karşı nasıl bir tavır alacağı merak konusu olmaya devam ediyor.