Her yıl Haziran ayının üçüncü Pazar günü, dünya genelinde Babalar Günü olarak kutlanıyor. Sevdiklerimizle geçirdiğimiz özel anların, hatıraların ve ailenin önemini yeniden hatırlatıyor. Ancak bazı aileler için bu gün, mutluluktan çok hüzün barındırıyor. Aci ailesi de bu seneki Babalar Günü'nü kaybettikleri babalarının anısına adamış durumda. Aile, bu özel günün getirdiği acı hatıralarla başa çıkmaya çalışırken, aynı zamanda birbirine destek olmanın yollarını arıyor.
Bazı kişiler için Babalar Günü, geçmişteki güzel anıları yeniden canlandırmanın bir vesilesi olur. Ancak Aci ailesi için durum çok daha zor. Birkaç yıl önce geçirdikleri bir travmatik olay sonucu, aile reisi ve baba figürleri olan Ali Aci'yi kaybettiler. Babalar Günü'nün anlamını kaybitmek, aile üyelerini de farklı bir duygusal çalkantıya sürükledi. Anneleri Fatma, bu günü geçiştirmenin yollarını ararken, üç çocuğu Eda, Murat ve Zeynep'le birlikte babalarını hatırlamak için farklı yöntemler geliştiriyorlar. Bu seneki Babalar Günü, onlara hem bir monolog hem de bir anma töreni niteliğinde olacak.
Aci ailesinin bu Babalar Günü'nde, Ali Aci'nin anısını yaşatmak amacıyla bir araya gelmeleri oldukça önemli hale geldi. Eda, Murat ve Zeynep, birlikte babalarının en sevdiği yemekleri hazırlayacak ve onun anısını yâd etmek için özel bir masa kuracaklar. Ali'nin hayatına dair paylaşımlar, anılar ve belki de gözyaşları eşliğinde geçirecekleri bu özel gün, sadece duygusal bir yolculuk olmayacak; aynı zamanda gülümsemeyi de ihmal etmeyecekleri bir fırsat. Aile üyeleri, babalarının anısını yaşatmak için her sene olduğu gibi bu sene de anma etkinliği düzenleyecekler. Aile, dostlarını da davet ederek, absürt anekdotları, gülümseten anıları ve babalarının yaşamından kesitleri paylaşacak.
Ali Aci, iş hayatındaki başarılarının yanı sıra, ailesine olan bağlılığı ve sevgisiyle de tanınıyordu. Bu nedenle, çocukları için bu gün, sadece bir kayba odaklanmak değil, aynı zamanda onun hayatındaki güzel anıları paylaşmak ve kutlamak anlamına geliyor. Fatma Anne'nin de duaları ve düşünceleriyle gün boyunca tüm ailenin ruhsallığını yükseltmeye çalışacak.
Babalar Günü geleneği, Aci ailesi için bir araya gelmeyi ve kaybettikleri babaanne ve dedelerini de anmayı da kapsıyor. Geçmişte yapılan kutlamalar, anlardan yola çıkarak bu gün, hem yas hem de kutlama anlamında özel bir hale gelecek. Tabii ki, Ali’nin sevdiği şarkıları dinlemek, geçmişte yaşanan güzel anları hatırlamak da etkinliğin bir parçası olacak. Bu şekilde, üzüntü ve neşeyi bir arada yaşayarak, ailenin tek parça haline gelmesini hedefliyorlar.
Özlem, çoğu zaman kalabalık bir masada paylaşılan anıların ardından akla gelen bir hissiyat olarak beliriyor. Aci ailesinin bu yazılarına göre, zamanla birlikte anma ritüellerinin de değiştiği söylenebilir. Eda, Murat ve Zeynep'in babalarına duydukları özlem, sevdiklerini hatırlamak için ürettikleri yaratıcı yollarla yerine getirilecek. Hazırladıkları kartlar, hatıra defterleri ve birlikte geçirdikleri anılara dair özgün yolculukları, bu Babalar Günü'nde hayat bulacak.
Sonuç olarak, Aci ailesinin bu Babalar Günü, kayıp ve hüzünle dolu bir gün olmasına rağmen, aynı zamanda babalarının hatırasını yaşatmanın ve birbirlerine destek olmanın önemli bir fırsatını sunuyor. Hayatın zorlukları karşısında dayanışma ve sevgi ile dolu bir günlük hayat, onlara ruhsal bir güç veriyor. Ali Aci'nin anısı, aile üyeleri üzerinde kalıcı bir etkiye sahip olmaya devam ediyor ve Aci ailesi her sene, bu günde kendi özel ritüelleri ile onun anısını gündemde tutmayı hedefliyor. Bu süreç, kaybın ötesinde yaşam, umut ve sevgiyle dolu bir yolculuk olarak anılacak.